Rahim İçi Kanseri Tedavi Yöntemleri
24 Ekim 2018
Rahim Kanseri Belirtileri
24 Ekim 2018

 

Bugünün koşullarında rahim içi kanseri özellikle gelişmiş ülkelerde oldukça yaygın kanser türleri arasında yerini bulmuştur. İleri yaşlarda ortaya çıkması ve erken belirti vermesi sebebiyle bu hastalığın mevcudiyeti %75’lik oranla ilk evrede fark edilebilir. Bu sebeple tedavi edilen kadınlarda 5 yıllık yaşam şansı bütün evreler için yaklaşık olarak %70 dolaylarında olmaktadır. Fakat durumlar % 75-80 i erken evrede fark edilebilir ve bu olgular tedavi neticesi 5 yıllık yaşam oranı % 90 oranındadır. Kanser tedavisinde hastanın 5 sene daha hayatını devam ettirmesi hastalıktan büyük bir oranda kurtulduğu manasını taşır. Kadın kanserleri sıralamasında; meme ,kalın bağırsak ve akciğer kanserinden sonra 4. sırada rahim içi kanseri bulunur. Genellikle ortaya çıktığı yaş 60 yaş olmaktadır.Bu kanserin görülme oranı ise toplumdan topluma değişkenlik göstermekle beraber, %2-5’i 40 yaş dolaylarındadır. Hastalığın ortaya çıktığı kadınların %75-80’i menopoz döneminde olmaktadır.

Endometrial yani rahim içi kanseri, rahim içini kapsayan tabakanın hücrelerinden dolayı oluşan kadınlarda en yaygın şekilde karşılaşılan kanser türlerinden biridir. Endometrium kanserleri kimi zaman uterus kanserleri olarak da geçebilir. Ancak uterusta, kanser gelişebilecek kas ya da myometrial hücreler gibi çeşitli hücreler de bulunur. Rahim içi yani Endometrial kanserlere çoğunlukla erken evrelerde teşhis koyabilmek mümkündür. Bunun sebebi de belirti vermesidir, hastalarda sıklıkla adet dönemi dışında ya da menopoz ardından vajinal kanama meydana gelir. Şayet endometrial kanser erken saptanırsa uterusun cerrahi müdahale ile alınması kanserin tedavisi için yeterli olabilir.

Rahim içi kanseri belirtileri

Endometrium kanserlerinin büyük bir geneli adetlerin kesildiği dönemde menopoz sonra kadınlarda oluşur. Rahim içi kanserinde menopoz ardından yaşanan herhangi bir;

  • kanama,
  • adet gören kadınlarda adet arasında kanama,
  • adet süresinin uzaması,
  • anormal kanlı akıntı,
  • pelvik ağrı,
  • kilo kaybı gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu semptomların bir çoğu vajinal enfeksiyon, uterus miyomları, polipler gibi sorunlarda da kendini gösterebilir.

Rahim içi kanserinin en önemli göstergesi vajinal kanamadır. Menopoz ardından Hormon kullanmayan bir kadında rahimden kaynaklanan vajinal kanama yaşanırsa derhal rahim içi kanseri olup olmadığı saptanmalıdır. Hormon kullanan ya da menopozda olmayan kadınlarda düzenli adet ya da hormon çekilme kanamaları haricinde kanamalar gerçekleşirse bu kanamaların sebepleri saptanmalıdır.
Bunun yanında;

  • PAP test’te endometrial hücre belirlenen hastalar,
  • git gide artan miktarda adet yaşayan ve adetleri arasında kanamalar yaşayan hastalar, *menopoz öncesi dönemde uzun süren yumurtlamama ile beraber kanamalı hastalar, *menopoz sonrası rahim iltahabı olan kadınlar da Rahim içi Kanseri açısından risk grubundadır.

Rahim içi kanserinin tanısı nasıl konur?

Hiçbir belirtisi olmayan kadınlarda rahim içi kanserini anlamak için tarama testleri mevcut değildir. Ancak rahim içi kanseri hastalığına sahip birçok kadında erken belirtiler mevcuttur. Rahim içi kanserini teşhis etmek adına çeşitli yöntemler uygulanabilir;

Rahim içi biyopsisi: Rahmin içinden oldukça minik bir dokunun alınması ve mikroskop aracılığıyla incelenmesidir. Rahim içi biyopsisi, anormal hücreleri kontrol etmenin ilk aşamasıdır.

  • Vajinal ultrason: Rahim içi döşemesinin kalınlığını ve rahmin boyutunu değerlendirmek adına yapılan bir tetkiktir.
  • Histeroskopi: Rahmin içini araştırmak ya da cerrahi müdahale yapmak için ince, ışıklı bir teleskopun kullanıldığı cerrahi bir işlemdir.
  • Kürtaj: Rahim ağzının genişletilmesi ve rahmin içinden dokunun çeşitli yöntemlerle alındığı bir müdahaledir.

Pap smear testi rahim içi kanseri tarama ya da teşhisinde etkin bir yöntem olmamaktadır. Rahim içi kanseri sadece rahim dokusunun biopsi ile incelenmesi neticesinde saptanabilir.

Rahim içi kanser sebepleri ve risk etkenleri

Risk etkenleri:

Estrojen ve Progesteron, overlardan salgılanan iki temel hormondur. Adet döneminde bu iki hormon arasındaki denge değişir. Siklusun erken döneminden itibaren endometrium yani rahim içi kalınlaşma gösterir, şayet hamilelik oluşmazsa kalınlaşan endometrium dökülme yapar. Şayet bu iki hormon arasındaki denge, rahim içi büyümesini uyaran estrojen tarafına dönerse kadında endometrium kanserinin oluşması için riskli bir ortam doğar.
Estrojen seviyesini artıran etkenler;

  • Erken yaşta adet kanamalarının başlaması,
  • Geç yaşta menopoz.

Şayet menopoz erken yaşta başlarsa ( 12 yaşından önce) ya da menopoz geç yaşta gerçekleşirse rahi içi kanserine yakalanma ihtimali artar. Hayat boyunca yaşanan adet sayısı fazlalaştıkça, endometriumun estrojene daha çok maruz kalır. Bu da risk etkenidir.

Hamile kalmamış olmak; Hamilelik ve emzirme rahim içi kanseri riskini azaltan etkenler olarak kabul edilir. Hiç doğum yapmamış kadınlarda daha fazla görülmektedir. Hamilelikte daha fazla estrojen salınmaktadır fakat daha fazla da progesteron salgılanmaktadır.

Yumurtlama düzensizliği; Yumurtlama (ovulasyon), üreme çağındaki kadınlarda her ay 1 defa yaşanan ve bu şekilde adet görme, üreme gibi işlevleri sürdüren, kadın vücudundaki hormonal değişimlerin temel nedenlerindendir. Ovulasyon aylık olarak yumurtanın overden atılması anlamına gelir. Sağlıklı bir yetişkin kadın, her ay yumurtlar. Her ay yumurtlama öncesi 14-15 günlük sürede yumurtalıklardan estrojen salınımı gerçekleşir. Yumurtlama yaşanırsa sonraki 15 günde progesteron salgılanır. Progesteron, estrojenin endometriyum üzerindeki kötü etkilerini düzeltir ve rahim zarını korumaktadır. Düzensiz ovulasyon ya da ovulasyonun hiç yaşanmaması estrojene maruz kalınmasını fazlalaştırır. Bu durmuda progesteron üretimi yapılmaz. Sadece estrojen. Ovulasyon düzensizliklerinin sebepleri içerisinde aşırı kiloluluk ve polikistik over sendromunu da bulunur. Obezite ve Polikistik over sendromu (PCOS) tedavisi aylık ovulasyon ve adetlerin düzene girmesine, bu sebeple de endometrium kanseri riskinin düşmesine sebep olur.

Obezite: Estrojeni yalnızca overler salgılamaz. Yağ dokusu da estrojen salgılar. Obezitede vücuttaki estrojen seviyesi artar ve kişiyi rahim içi kanseri için riskli bir sınıfa koyar. Obezite sorunu olan kadınlarda rahim içi kanser riski 3 misli çoğalmıştır.

Yağ ağırlıklı beslenme düzeni: Bu gibi diyet alışkanlığı obeziteye sebep olur. Bu nedenle de endometrial kanser riskini çoğaltır ya da yağlı besinler doğrudan bir şekilde estrojen metabolizmasını etkiler vw endometrial kanser riskini çoğaltır.

Şeker hastalığı: Rahim içi kanseri şeker hastası kadınlarda daha yaygın şekilde ortaya çıkar. Çünkü, obezite ile diyabet sorunları genellikle birlite görülebilirler.Fakat şeker hastası olup kilolu olmayan kişilerde de kanser riski fazla olmaktadır.

Estrojen replasman tedavisi: Estrojen, endometrium büyümesini uyaran bir salıgıdır. Menopoz ardından yalnızca estrojen tedavisi uygulanması kanser için risk faktörüdür. Progesteron hormonu ile beraber estrojenin birlikte uygulanması endometriumun incelmesini ve dökülmesini sağlar. Bu sebeple de rahim içi kanseri riski azalır.

Over Tümörleri: Overin çeşitli tümörleri estrojen deposudur. Bu da estrojen düzeyinin artmasına yol açar.
İleri yaş ; Rahim içi kanserleri genellikle 55 yaşından sonra kendini gösterir.

Tamoksifen uygulanması: Meme kanseri olan kadınlar tamoksifen tedavisi alır. Temoksife alan her 500 kadından birinde rahim içi kanseri görülür. Tamoksifenin endometrium üzerinde estrojen benzeri bir etki sergiler. Yani, endometriumun kalınlaşmasına sebep olur. Bu sebeple rahim içi kanseri riskini artırdığı için tamoksifen uygulanan her hasta senelik düzenli pelvik muayenesinin yapılması gerekir.

Herediter Nonpolipozis colorektal cancer (HNPCC) sendromu: Bu kalıtsal hastalığı olan kişilerde kolon kanseri ve rahim içi kanseri görülme ihtimali daha fazla olmaktadır.

Menopozda vajinal kanamanın en yaygın sebepleri:

Menopoz ardından kanama endometrial kanserde %90 oranında görülür.

  • Dışarıdan estrojen verilmesi %30
  • Aşırı incelmiş rahim içi ve vajen iltihabı %30
  • Rahim içi kanseri %15
  • Endometrial ve rahim ağzı polipleri %10
  • Rahim içi kalınlaşma (hiperplazi) %5
  • Diger nedenler %10

Tedavi

Cerrahi, en yaygın tedavi şeklidir. Uygulanan cerrahi tedavide rahim yani uterus, overler yani yumurtalıklar ve tüpler çıkartılır. Bu alanların dışında bölgesel lenf nodları da çıkartılmalıdır ve komşu dokulardan doku örnekleri elde edilmelidir. Hastalığın nerelere ve ne derecede yayıldığına bağlı olarak cerrahi tedavi kimi zaman yeterli olmayabilir, ilave tedaviler önerilebilir.

Radioterapi: Şayet cerrahi müdahale ardından eldeki bulgular kanserin nüks etme riskini ortaya koyuyorsa histerektomi ardından radyasyon tedavisi uygulanır.

Hormon tedavisi: Şayet kanser vücudun başka alanlarına yayılmış ise yüksek dozlarda Progesteron tümörün büyümesini engellemek adına uygulanabilir.

Kemoterapi: Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek adına uygulanan ilaçlardır. Rahim içi kanserinde kemoterapinin yeri çok geniş alanlara yayılmaz fakat yapılan çalışmalar gelecek zamanlarda daha yaygın olarak kullanılacağının habercisidir.

Tedavi ardından kişiler düzenli aralıklarla izlenir ve bu kontroller esnasında fizik muayene, pelvik muayene, AC grafisi ve laboratuvar testleri uygulanır. Rahim içi kanseri erken teşhis olduğu taktirde tedavi edilebilen bir hastalıktır.

Randevu Al