Meme kanseri, kadınlar arasında en yaygın olarak görülen hastalıkların başında yer almaktadır. Meme kanserine neden olan etkenler bilinmemesine rağmen, diğer kanser risklerini tetikleyen yaşam tarzından etkilenmektedir. Özellikle çevresel faktörlerin etkisi ile ailede yaşanan kanser hikâyeleri de kalıtsal olarak meme kanserine yakalanma riskini arttırmaktadır. Meme kanserinin en fazla görülen türü, süt kanallarında başlayan ductal carsinom adı verilen türüdür. Meme kanserine neden olan etkenler çoğunlukla bilinmemektedir.
Son zamanlarda yapılan araştırmalarda, BRC1 ve BRC2 adı verilen iki genin meme kanserinin ailevi tipinden sorumlu olabileceğini belirtmiştir. Şişmanlık, erken menopoz ve çocuk doğurmamış veya geç doğurmuş olmakta, meme kanseri için risk faktörlerini oluşturmaktadır. İstatistiklere göre her 10 kadından birinde hayatının herhangi bir döneminde göğüs kanseri riski ile karşılaşabilmektedir. Kadınlarda 30 yaşından sonra bu risk artmaktadır.
Günümüzde meme kanserlerinin çoğunluğu hastanın kendisi tarafından fark edilebilmektedir. Kanserli kitleler sert, düzensiz kenarlı, yüzeyi pürüzlü ve meme dokusu içinde hareket ettirilemez. Kanser komşu organlara metastaz (yayılım) yapmış ise bu yayılımlar, nadiren meme kanserinin ilk belirtisini oluşturmaktadır. Meme kanserinin sıkça metastaz gösterdiği bölgeler; kalça ve omurga kemikleri ile akciğer ve karaciğerdir. Ancak çoğu hastalarda bu belirtilerin hiçbiri olmaz. Sadece mamografi değerlendirmesinde fark edilebilmektedir.
Meme kanseri, meme dokusunu oluşturan hücrelerin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasından meydana gelmektedir. Vücuttaki bütün hücrelerin çekirdeğinde, hücrelerin normal büyümelerini ve sağlıklı olmalarını kontrol eden genler bulunmaktadır. Bu genler, hücrelerin normal bir şekilde çoğalmalarını kontrol etme görevini yerine getirirler. Ancak radyasyon, çevre etkenleri ve mikroorganizmalar gibi çeşitli faktörlerden dolayı zarar görebilirler. Bu yüzden çoğalma kontrolden çıkarak, doku fazlalığı yol açmaktadır. Bu doku fazlalığına da tümör denir. Bu tümörler oluştukları yerde zararsız bir şekilde seyredebilmektedir. Ama dokuda yer alan hücreler yayılma ve başka yerlere gitme eğilimi gösterirlerse tehlike durumu oluştururlar. Bu kitlere kötü huylu tümör yani kanser hücresi denir.
Bu gibi belirtilerin varlığı durumunda, vakit kaybetmeden bir uzmana başvurulması gerekmektedir.
Erken tanı kendi kendini muayene yöntemi ile sağlanabilmektedir. Bunların yanında, meme kanserinin en yaygın olarak karşılaşıldığı yaş dönemlerinde, belirli aralıklarla muhakkak doktor kontrollerinin ve gerekli testlerin yapılmasında fayda vardır.
Meme muayenesinin yapılabileceği en ideal zaman; adet bitiminden bir sonraki gün olmaktadır. Hormonlar normal haline dönerken, meme gerginliği ve şişliği ortadan kalktığı için daha kolay muayene imkânı sağlanmış olur. Eğer kadın menopoz döneminde ya da rahim operasyonu geçirmiş ise kolay hatırlanması açısından her ayın ilk haftası muayene tarihi olarak tercih edilmelidir.
Kendi kendine meme muayenesi göz ve elle uygulanmalıdır. Uygulamayı yaparken ayakta ve yatarak gerçekleştirilebilir. Her iki durumda da memenin kendisi, meme başları, meme derisi, meme altı bölgeleri ve koltuk altları büyük bir dikkatle muayene edilmelidir. Muayene sırasında, farklı bir oluşumla karşılaşırsanız mutlaka doktorunuza görünmeniz gerekir.