Rahim İçi Kanseri Tanısı Nasıl Konulur?
24 Ekim 2018
Rahim İçi Kanseri Tedavisi
24 Ekim 2018

Bütün neticeler ele alındıktan sonra uzman doktor hastaya tedavi yöntemlerini anlatacaktır. Karar vermek adına tedavi yöntemlerini iyice anlamış olduğunuzdan emin oldun. Tedavi opsiyonları, kanserin çeşidine ve evresine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Yaşınız, genel sağlık durumunuz, bebek sahibi olma planınız ve diğer şahsi yaşantınız da tedavi yöntemini seçerken önem teşkil eder. Tedaviye başlamadan önce çeşitli tedavi opsiyonlarının bütün yan etkileri ve riskleri hususunda vakıf olduğunuzdan emin olun.

Rahim içi kanser tedavisinin 4 yöntemi vardır, bunlar;

  • cerrahi müdahale,
  • radyoterapi,
  • kemoterapi,
  • hormon tedavisidir. Bu kanser çeşidinde esas tedavi cerrahi müdahale olmaktadır. Fakat, çeşitli durumlarda birden fazla tedavi aynı anda uygulanabilir. Tedavi tercihi, kanserin hangi evrede olduğuna ve sağlık durumunuza göre değişecektir.

Rahim içi kanserinde cerrahi müdehale

Rahim içi kanserinde cerrahi müdahale, kanserin hangi evrede olduğu ve yayılıp yayılmadığı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için uzman bir jinekolojik onkolog tarafından gerçekleştirilir. Laboratuvar koşullarında yapılan ilk patolojik tanı ardından, tedaviye karar verilir.
Rahim içi kanseri tedavisindeki klasik cerrahi müdahale rahimin ve her iki yumartanın tüpler ile beraber alınmasıdır. Rahim ve yumurtalıklara ek olarak çıkartılan karın alt bölgesinde yerleşen (pelvik ve paraaortik) lenf bezleri kanserin yayılımını saptamak adınadır.

Rahim içi kanserinde dilasyon ve kürtaj

Dilasyon ve Kürtaj, rahim duvarından doku örneği almak için uygulanır. Jinekologların oldukça yaygın bir şekilde kullandığı teşhis tekniğidir. Dilasyon ve kürtaj esnasında, vajina antiseptik suyla yıkanır. Rahim ağzına ya da rahim kenarına lokal anestezi uygulanır. Enjektabl ağrı kesici ya da genel anestezi de kullanılabilir. Rahim ağzı hızlı olmayan bir şekilde gerilir ve açılır. Git gide kalınlaşan bir sıra çubuk (dilatör) ardı sıra rahim ağzının açılan bölümünden sokulur. Rahim ağzını germek adına altenatif olarak absorban (soğurucu-emici) dilatörler uygulanabilir. Bu dilatörler, rahim ağzı bölgesindeki sıvıyı emer. Dilatör açıldığı zaman rahim ağzı da açılır. Rahimin iç tabakasından kazınarak elde edilen doku, laboratuvarda değerlendirilir ve kanser olup olmadığı saptanır. Oldukça nadir bir şekilde de olsa kürtaj, rahim içi kanser tedavisinde de kullanılabilir.

Rahim içi kanserinde ameliyat (Histerektomi ve pelvik lenf bezi disseksiyonu)

Rahim içi kanserinde standart tedavi, pelvik ve paraaortik lenf bezleri ile beraber tüplerin, yumurtalıkların ve rahimin alınması tekniğidir. Histerektomi esnasında fallop tüpleri, yumurtalıklar ve rahim çıkartılırken rahimi tutan bağlar ve beslenmesini işlevini gören damarlar da vardır. Bunlar tek tek kesilir. Uygulama tamamlanmadan kesilen bağlar ve damarlara spesifik dikişler atılır. Kanserin rahim dışına yayılmadığı durumlarda, histerektomi en etkili tekniktir. Fakat, çeşitli vakalarda kanser rahim dışında pelviste (karın alt bölgesi) yer alan lenf bezlerine yayılma yapabilir. Bu halde, histerektomi ile beraber, pelvik lenf bezi disseksiyonu yapılarak muhtemel kanseri teşhis etmek adına şüpheli lenf bezleri çıkarılır. Belli evreyi aşmış olan kanserlerde radyoterapi ve kemoterapi gibi çeşitli tedavi tekniklerinin de uygulanması gerekebilir.

Rahim alınmasına karşın kimi zaman kanserin nüks etme riski vardır. Bunun nedeni, tümör gelişim esnasında kanser hücreleri rahim dışına yani başka organlara yayılabilir. Bu yayılım PET-BT ya da tomografi ile fark edilemez. Hücresel bazada yayılma yalnızca hastalığın hangi evrede ve ne derece bağlı olduğuna göre öngörülebilir. Bu yayılma riski ya da farklı bir deyişle ileride nüks etme riski fazla olan kişilerde koruyucu (adjuvant) amaçlı kemoterapi ve radyoterapi yapılır. Bu kanser hücrelerini belirlemek için herhangi bir test yoktur. Rahim ağzı haricinde saptanamayan alandaki kansere mikrometastaz ismi verilir. İşte bu çok küçük kanser alanlarının mevcudiyeti ilk tedavi ardından hastalığın nüks etmesine yol açar. Cerrahi müdahale ardından, vücudu mikrometastazlardan temizlemek ve tedavideki başarı şansını yükseltmek için dıştan radyoterapi ve kemoterapi teknikleri tavsiye edilebilir.

Rahim içi kanserlerinde ameliyat edilemez tümör dokularını çıkarma operasyonu

Kanser, tamamen çıkarılamıyorsa, operasyonla çıkarılabilecek kadar kanseri almak söz konusu olur. Bu operasyona “tümör dokularını çıkarma ameliyatı” ismi verilir. Bu uygulama ile, radyoterapi ve kemoterapi işlemlerinde daha az kanser hücresi öldürülecektir. Fakat, gene de bu bir cerrahi işlemdir ve birçok potansiyel komplikasyon riski vardır. Genellikle tercih edilmez. Bir grup hastada kemoterapi ile başlanarak tümör oranında ciddi oranda azalma ardından cerrahi uygulanır.

Rahim kanserinde paraaortik lenfadenektominin rolü

Rahim kanseri yayıldığı zaman rahimin dışına çıkar ve çevresindeki pelviste yer alan lenf bezlerine doğru gider. Pelvik lenf bezlerinden, aort ismi verilen kalbin ana damarı çevresinde lenf bezlerine yayılma yapılır. Bu lenf bezlerine, paraaortik lenf bezleri ismi verilir.
Cerrahi işlem esnasında, çoğunlukla pelvik lenf bezleri çıkarılır. Fakat, paraaortik lenf bezlerinin alınmasının ne denli sağlıklı olduğu hususunda bir kesinlik yoktur. Paraaortik lenf bezlerinin alınması tedavinin başarıya ulaşmasını ya da yaşam süresini arttırma hususunda faydalı olabilir. Bunun dışında, cerrahi işlemlerin yan etkilerini fazlalaştırır, ki bu durum da önerilmez.

Rahim kanserinde cerrahi müdahalenin yan etkileri

Histerektomi yapılan kadınlarda, karnın alt bölgesinde kesi yerinde ağrı, kanama ya da müdahale ardından enfeksiyon riski vardır. Cerrahi müdahale ile tedavisi yapılan hastalarda, idrara çıkmada güçlük çekme ya da mesane ile ilgili sorunlar meydana gelebilir. Daha ender bir şekilde rektum, böbreklerdeki drene yapan tüpler ya da mesanede hasarlar meydana gelebilir. Bu durum, fistül ya da vajinaya anormal bir bağlantı şeklinde gerçekleşebilir. Doğurganlık döneminde olan hastalarda cerrahi müdahale rahim ve her iki yumurtalıkta alındığı için daha güç şekildedir. Bu gibi bir cerrahi müdahale kadının bebek doğurma şansını elinden alacaktır. Buna ilave olarak, her iki yumurtalık alınırsa bu durum menopozu başlatır. Bu durumda hastaya hormon takviyesi yapılabilir.

Bunun dışında, pelvik ya da paraaortik lenf bezlerinin cerrahi yöntemlerle alınması, çeşitli vakalarda lenfödemi artırabilir. Lenfödem, deri altında yer alan dokulardaki lenf sıvısının birikerek şişlik, gerginlik ve vücudun bir bölümünü etkileyen sorunlara yol açan bir komplikasyondur. Lenf sistemindeki hasar ya da blokaj, özellikle bacaklarda ve karın alt kısmında lenfödeme yol açabilir.

Rahim içi kanserinde radyoterapi

Radyoterapinin esas hedefi, karın alt kısmında en fazla sayıda rahim kanseri hücrelerini yok eder ve minimum yan etki ile muhtemel yenileme riskini düşürür. Radyoterapi, cerrahi işlem ardından kanserin bölgesel olarak yenilemesini engellemek ya da tekrarlayan kanserin tedavisini gerçekleştirmek için uygulanabilir. Radyasyon çoğunlukla kanser hücrelerinin vücutta en yoğun risk oluşturan bölgesine verilen yüksek enerji ışını olarak tanımlanır. Radyoterapi, kemoterapinin tersine bölgesel şekilde gerçekleştirilen bir tedavi tekniğidir. Vücutta yalnızca radyasyonun eriştiği kısımdaki kanser hücrelerini öldürebilir. Radyasyon alanı haricinde kalan kanser hücreleri öldürülmez. Bu sebeple de, radyoterapi tedavisi daha çok erken evre kanserlerde bölgesel şekilde uygulanır.

Radyasyon, kanserli alana ya da görünmeyen şüpheli kanserli alana doğrudan yollanır. Bu, rahimin alınması için kesi atılan yer vajen kaf olmaktadır. Brakiterapi derinden yapılmaz bu sebeple de rahim kanseri tedavisinde genellikle dıştan radyoterapi ile beraber yapılır.

Rahim içi kanserinde adjuvan radyoterapi

Cerrahi işlem ile bölgesel kanser tedavisi uygulanması adjuvan tedavidir. Bu adjuvan tedaviye kimi zaman kemoterapi, radyoterapi, hormon tedavisi ya da biyolojik tedavi ilave edilir. Adjuvan radyoterapinin esas hedefi cerrahi işlem ardından kalan muhtemel kanser hücrelerini öldürmektir. Adjuvan radyoterapi; brakiterapi ya da dıştan radyoterapi barındırabilir.

Brakiterapi tedavisi, vajina içine radyoaktif izotop yerleştirilmesi prosedürüyle işler. Dıştan radyoterapi tedavisinden daha az yan etkisi gösterir. Brakiterapi, “vajen kaf” kısmına 3 hafta süresince yüksek dozda radyoterapi gerçekleştirilmesidir. Dıştan radyoterapi olmadan yapılan brakiterapi, cerrahi işlem ardından bölgesel tekrarlamayı engellemek içindir. Adjuvan radyoterapinin hedefi, cerrahi işlem ardından en az yan etki ile en fazla sayıda kanseri hücresi ypk etmektir. Adjuvan radyoterapiye karşın, birçok kişide kanser nüks edebilir. İleri evre rahim içi kanseri olan kişilerde radyoterapi tedavisi ile ya da radyoterapi tedavisi olmadan sistemik hormonel tedavi ya da kemoterapi tedavisine ihtiyaç duyulabilir.

Rahim içi kanserinde radyoterapi

Rahim içi kanserlerinde modern radyoterapi, doğrusal hızlandırıcı olarak isimlendirilen makinelerle gerçekleştirilir. Bu makineler, dokuların içine nüfuz eder. Nüfuz eden ise yüksek enerji radyasyon ışınlarıdır ve bu ışını kanserli bölgenin derinlerine gönderir.

Rahim içi kanserinde radyoterapi yan etkileri ve komplikasyonlar

Rahim içi kanseri olan kadınların büyük bir çoğunluğu, çok şiddetli zorluklarla karşılamaz ve tedavi sonlandırılır. Radyoterapi tedavisinde yan etkiler ve olası komplikasyonlar nadiren meydana gelir. Yaşanan yan etki ise bölgesel olarak yapılan tedavi bölgesiyle sınırlı olur. Çeşitli vakalarda hiçbir yan etki meydana gelmezken, bazı hastalarda çeşitli rahatsızlıklara sebep olabilir. Kişinin yan etkilerle karşılaşması durumunda doktoruna bunu anlatması gerekir.

Karın/pelvik bölgesine yapılan radyoterapi, ishal, karında kramp ya da artan bağırsak ve idrar hareketlerine sebep olabilir. Bu yan etkiler, çoğunlukla geçici olmaktadır ve radyasyon işlemi sonlandığında yok olur. Karında hissedilen kramplara kimi zaman mide bulantısı da eşlik edebilir.
Radyoterapiden kan sayımı da etkilenebilir. Özellikle, trombosit ve beyaz kan hücrelerinin sayıları azalabilir.

Rahim içi kanserinde yapılan radyoterapi ile ilişkili geç gelişen komplikasyonlara çok nadir ortaya çıkar. Olası komplikasyonlar; kabızlık, ülser ya da radyasyona bağlı kanserdir. Pelvise yapılan radyasyon vücudun alt bölümünde lenfödem riskini çoğaltır. Lenfödem, deri altında yer alan dokulardaki lenf sıvısının birikmesi ve şişlik, gerginlik ve vücudun bir bölümünü etkileyen soruna yol açan bir yan etki olarak kendini gösterir. Geç gelişen komplikasyonların riski, öncesinde uygulanan karın ya da pelvik operasyonuna, radyoterapi ya da kemoterapiye bağlı olarak gelişebilir.

Rahim içi kanserinde kemoterapi

Kemoterapi, kanserle mücadele eden ilaçların damardan ya da hap olarak uygulanmasıdır. Bu ilaçlar, kan dolaşımı ile bütün vücudu gezer ve endometriyum dışına yayılmış potansiyel kanser hücrelerini öldürür. Bu tedavi yöntemi tercih edilirse, birden fazla ilaç karışımı kullanmanız gerekebilir.

Rahim içi kanserinde hastalık ileri bir evrede ise geniş bir cerrahi işlem ardından kemoterapi verilmesi söz konusu olabilir. Kemoterapi uygulanarak kanserin çok yayılmanın önlenmesi amaçlanır. Bu işlem, bir çeşit palyasyon olarak adlandırılır.
Rahim içi kanseri tedavisinde uygulanabilecek ilaçlar şunlardır;

  • Paklitaksel
  • Karboplatin
  • Doksurubisin
  • Cisplatin

Tedavide genellikle 2 ya da 2’den fazla ilaç birlikte uygulanır. En yaygın uygulanan kombinasyonlar ise; karboplatin ile paklitaksel ve cisplatin ile doksurubisin’dir. Daha nadiren de olsa, paklitaksel ve doksurubisin; cisplatin/paklitaksel/doksurubisin olarak uygulanması da söz konusu olabilir.
Karsinosarkom için kemoterapi ilaçları; ya yalnızca ifosfamide ya da genellikle karboplatin, cisplatin ya da paklitaksel kombinasyonu olarak uygulanır. Fakat, karboplatin ve paklitaksel kombinasyonu, genellikle karsinosarkom’larda tercih edilmektedir.

Rahim içi kanserinde kemoterapi yan etkileri

Bu ilaçlar, kanser hücrelerinin ölmesine yol açar fakat bunun dışuında normal hücrelere de zarar verir ve yan etki olarak geri dönebilir. Belli başlı ilaçlar ile ilgili olarak kemoterapi yan etkileri, uygulanan miktara ve süreye göre değişkenlik gösterir. En yaygın yaşanan yan etkiler;

  • Mide bulantısı ve kusma
  • İştah kaybı
  • Ağızda ve vajinada yaralar
  • Saç dökülmesi

Bunun dışında, birçok kemoterapi ilacı, kemik iliğindeki kan üreten hücreler için zararlıdır. Buda, düşük kan sayımı ile sonuçlanabilir. Kemoterapi yan etkilerinin büyük bir kısmı tedavi tedavi ardından geçer, fakat bazı etkiler uzun sürebilir. Farklı ilaçlar, farklı yan etkilere yol açabilir.

Rahim kanserinde hormon tedavisi

Hormon tedavisi, kanserle mücadele etmek adına hormon ya da hormonları bloke eden ilaçların uygulanması anlamına gelir. Bu gibi bir hormon tedavisi, menopoz belirtilerini tedavi etmek için verilen hormonlarla aynı olmaz. Genellikle ileri evre ve yavaş seyirli kanserlerde tercih edilir.

Randevu Al